Alaçatı’nın tam karşılığı İmren pastaneleri, restoran ve butik otelleri desem yanılmış olmam. Merkezdeki otelinize yürürken çevrenizde İmren pastanelerini görmemek mümkün değil. Dinlenmek için oturup, meşhur damla sakızlı kahvesinden yudumlayabilir, yanında da damla sakızlı kurabiyesinden ve lokumundan söyleyebilirsiniz. Tabii geride bıraktıklarınıza Alaçatı’yı özetlemek için kavanozlar dolusu damla sakızı, nane macunu, papatya reçeli, bergamot kabuğu reçeli, karadut reçeli, kurabiyeler, şekerlemeler ve lokumlardan alabilirsiniz.
Alaçatı’da konaklayacağınız her akşam için, akşam yemeklerinizi yediğiniz restoranlarda tatlı hakkınızı İmrene saklamanız tavsiyemdir. Çünkü sizin için her akşam ayrı bir tatlı var, yanına da kahveniz. Ve plajdan dönerken yiyebileceğiniz enfes dondurmalarını da belirtmeden geçemeyeceğim. sakızlı dondurması malum en güzeli…
Kahve sevmeyen biri olarak Türk kahvesine İmren ile alıştım diyebilirim. İçerisindeki damla sakızı mayhoşluğu kahveyi sevmeme oldukça yardımcı oldu. Yanımda getirdiğim damla sakızlı kahve dışında kahve içmez oldum. Kahvelerin yanında her yerde eşlikçisi su da var elbette. Lakin buradaki su soğuk ve içerisinde mini porselen bir kaşıkta meşhur damla sakızı var… Kahvenizi yudumlarken sakızdan da tüketmek ayrıca keyif verici.
İmrendeki favori tatlım, oldukça hafif hazırlanmış sakızlı muhallebi. Eğer pasta istiyorsanız Malaga pastası müthiş, tart seviyorsanız minik meyveli tartları, supanglesi, çok taze ekleri -en büyük boyundan-, ve son akşam kapanışı yaptığım suflesi de başarılı…
Her İmren farklı tatta, farklı atmosfere sahip. Etamin ve şile bezi dantelli masa örtüleri, mini masaları taş duvarları nefis. Her biri ayrı güzel çalışanları fazla kibar, her tatlıyı ayrı ayrı anlatıp damak tadınıza uygun olanı bulmanız için size fazlasıyla yardımcı oluyor. Alaçatı’da sezon başladıktan sonra yer bulmanız biraz zor olabilir, sıra bekleyenler İmren’de tatlısını yemeden otellerine gitmemekte kararlı. Fazlasıyla paket alıp otele götürmüşlüğüm var. Elbette o atmosferde yemek ayrı bir keyif fakat tat değişmiyor İmren için.
Hikayelerini herkesle paylaşıyorlar, mini kitapçıkları masalarda onları okumanız için sizleri bekliyor. Tek tek aile bireylerini tanıtıyor, sizi ailenin içine alıyor. Gülgün hanımın nasıl limonata yapılırken limon kabuklarını soyduğunu, Şefkat hanımın yemeklerini, Alaçatılılarla, çevre köylerden gelenlerin beğenisini kazanan Revani, kara helva, Çeşme de buz fabrikasından alınan tahta fıçının etrafına kırılarak tuzla salamura edilen, buzun ortasına oturtulan ve kayışla döndürülen makinanın, bakır kazan içindeki dondurması… Ve yine Hasan ustanın zamanın buzdolabında, (içine kalıp buzların konulduğu odacık) soğutulan muhallebi, limonata ve şırası ile çevresinde meşhur oluşu… İmrenin doğuşunu okurken bu güzel tatları deneyebilir ve “iyi ki doğmuşsun İmren”diyebilirsiniz…
