Bozcaada 2017 Keşifleri

Bozcaada’ya her yıl 2-3 hafta sonu giden pek çok kişi tanıyorum. Bağ bozumunda üzümler, şaraplar çeker sizi, Temmuz, Ağustos aylarında ısısı yükselen berrak denizleri… Bahar ayında doğanın uyanışına ve sonbaharda dinginlik için gelinir Bozcaada’ya. Biz de bayram öncesi 2017 Bozcaada keşifleri yapmak için yola çıktık. Çok güzel bir Vlog da çektik hatta. Bozcaada’da konaklama yapabileceğiniz 2 alternatif ve birbirinden farklı oteller denedik. İyisi ve kötüsü ile size onlardan bahsedeceğiz. Bozcaada’da nerde rakı meze yapsak, nerede güzel bir öğle yemeği yesek ve nerede kahvemizi yudumlasak diyenleri de unutmadık. Bozcaada klasiklerini de es geçmedik elbette…

Bozcaada Otel Önerileri

Bozcaada’da konaklama yapmak için genellikle adanın merkezini tercih ederdik. Bu yıl biraz farklı bir konaklama deneyimi keşfetmek istedik. Biri denize kıyısı olan, konfor ve lüksten ödün vermeyi sevemeyenler için Bertiz Bozcaada. Diğeri ise doğanın, üzüm bağlarının ortasında bağ evi konseptindeki Kemerbağ 29.  Her biri de kendi kitlesini yeterince memnun edecek özelliklere sahipti.


Bertiz Bozcaada, berrak denizi ve sonsuz mavisi ile adanın en güzel plajlarından Habbele koyunda kendine özel iskelesi ve gurme restoranı ile hizmet veriyor. Her biri bir başka üzüm cinsi ile adlandırılmış, deniz manzaralı odaları, uyandığında benim gibi denize hızlıca bir selam vermek isteyenleri çokça sevindirebilir.

Bozcaada VLOG’umuzu izlemeyi unutmayın!

Bozcaada merkezde konaklarken hemen havlunuzu alıp, denize kavuşmak mümkün olmuyor. İlla arabanıza ya da dolmuşa binip plajlara gitmek gerek. Bertiz Bozcaada’nın hemen önünde bence adanın en güzel plajlarından (sağ kısmı tamamen halka açık, ancak tesis yok, şemsiyenizle geliniz) Habbele koyu var. Manzarasına bakarak yaptığımız kahvaltı sonrası hemen kendisi ile kavuştuk. Otelin kendi iskelesi, şezlongları var burada. Dilerseniz hemen bir üstte çimenlerde güneşlenmek de mümkün. Restoran ve bardan dilediğiniz yiyecek ve içeceği de plaja sipariş edebiliyorsunuz.


Kahvaltı ve akşam yemekleri otelin aynı isimli bağından toplanan ürünler ile hazırlanıyor. Otelin yakınlarından bulunan Bertiz bağlarından gelen ürünler ve restoran şefinin ustalığı ile hem kahvaltıda hem de akşam yemeğinde yediklerimizden oldukça memnun kaldık diyebilirim. Akşam üzeri gün batımında manzaranız Habbele koyu… daha güzeli yok bence.  Otel Bozcaada merkeze uzak ancak eğer arabanız varsa zaten sıkıntı yaşamazsınız. Adadaki dolmuşlar ise aradığınızda ya da otele aramasını rica ettiğinizde oteli önünden sizi alıyorlar. Böylece adanın dilediğiniz bölgesine gitmenizde mümkün. Otel civarında yürüyüş yapmanızı da tavsiye ederim. Koyun koyuna yatan kediciklerini ve şımarık köpeklerini de sevmeyi unutmayın.



Bozcaada merkeze 1km mesafede konumlanan Kemerbağ 29 ise 14 dönümlük bir arazi içinde 10 odalı bir bağ oteli. Hem Bozcaada merkeze yakın olayım hem de merkezin kalabalığından izole, bağlar bahçeler içinde olayım diyenler için ideal bir dinlenme alanı sunuyor.

Burası bir aile işletmesi. Anne ve oğlunun işlettiği bu bağ otelinde odalar samimi bir bağ evi şeklinde döşenmiş, odaların pencereleri, üzüm bağlarına, zeytin ağaçlarına bakıyor. Şehir yaşamından uzaklaşmak, ağaçlar altında hamak keyfi ya da havuz keyfi yapmak, mis gibi ada havası almak için ideal bir konaklama seçeneği. Dilediğiniz zaman da adanın merkezinde olmak da harika. 10 dk.da yürüyerek merkeze indik biz. Keyifli bir yürüme yolu var.

Bozcaada Nerede Ne Yesek, Ne İçsek?

‘’Bozcaada’da nerede yemek yenir?’’in cevabı çok uzun. Rum mahallesinde pek çok meyhane herkesi kucaklayan bir telaş ve heyecan içinde gündüzden kapılarını açıyorlar. Biz bu kez Bozcaada Kalesi’ne karşı konumlanmış ama daha da önemlisi özenli mezeleri ile aklımı başımdan almış olan Asma 6’yı tercih ettik. Özellikle enginar marine, keçi peynirli köz patlıcan, Girit böreği, kabak çiçeği dolması ve ahtapot ızgarası ile günü burada batırmak efsaneler listenize yeni madde ekliyor.

Öğle yemeği için de henüz Nisan ayında açılmış olan Ela Pizza’da aldım soluğu. Uzun zamandır yediğim en leziz pizzayı burada yedim diyebilirim. Karides, ahtapot ve kalamardan oluşan deniz mahsullü pizzayı adanın en güzel sokaklarından birinde yiyorsunuz, yanına da bir beyaz Çavuş istemeyi unutmayın.

Ada’da Lokanta’yı sulu ev yemekleri, lahmacun gibi lezzetler için tercih edebilirsiniz ama biz pek sevemedik. Kahve molası için ise sokağından geçerken dans ettiren caz tınıları ile Coffee Shelter’da durup, dinlenin derim. Kahvenin yanına hemen bir üst sokaktaki Veli Dede’den damla sakızlı ya da tereyağlı kurabiyelerden almayı da unutmadık.

Bozcaada Şarapları

Bozcaada’ya gelmişken bavulları şarap ile doldurmadan olmaz. Bozcaada‘ya giden herkesin kafasına “Bozcaada’da şarap nerden alınır” sorusu  belirir. Talay, Yunatçılar Çamlıbağ, Ataol ve Corvus olmak üzere en çok bilinen dört şarap üreticisi var Bozcaada’da…Ancak adı duyulmamış üreticiler, bağ sahipleri de var.

Ben Bozcaada’ya her geldiğimde en çok Çamlıbağ’a uğramayı seviyorum. Talay da sevdiğim bir diğer şarap markası. Eskiden Çamlıbağ (Yunatçılar) ‘ın şarap dükkanında hem üretimi görebilir hem de şarap tadımı yapabilirdiniz. Ancak bu alkol yasakları nedeniyle şimdilerde pek mümkün değil. Cemil Onay’ın duvar resminin karşısında Tenedion Wine House’da Çamblıbağ şaraplarını tadabilirsiniz. Ardından da doğruca dükkâna gidip, dilediğiniz üzümden şarabınızı satın alabilirsiniz. Bozcaada‘da ilk şarap üreten Müslüman aile olan Yunatçıların 4. nesil temsilcisi Haşim beyi de görürseniz şarap ve Bozcaada’ya dair güzel bir sohbet yapabilirsiniz.

Bozcaada Plajları

Bertiz Bozcaada’da konaklayınca vaktimizin çoğunu bence de adanın en güzel plajlarından biri olan Habbele koyunda geçirdik. Bu koya otel dışından da belli bir ücret ödeyerek gelinebiliyor. Dilerseniz havlunuzu, sandalyenizi kumlara atın, dilerseniz de Bertiz Bozcaada’nın plajdaki tesisini seçin.

Habbele koyundan yürüyerek adayı keşfedelim dedik ve bir anda adını sonradan öğrendiğim Sulubahçe plajını keşfettik. Herhangi bir tesis yok civarında. Bu nedenle oldukça sakin.

Ayazma plajı ise Haziran ortasında oldukça boştu. Ama bu sizi yanıltmasın. Zira Temmuz Ağustos’ta bu Maldivleri aratmayan plajda yer bile bulamayabilirsiniz. Gerçekten denizi efsanedir. Erkenden gitmekte fayda var.

Bizim asıl hedefimizde ise batık gemisi ile son günlerde oldukça popüler olan Beylik Koyu idi. Ayazma’dan sonraki plajın 3 senelik misafiri olan soğan gemisi çok güzel fon olmuş. Birer kare fotoğrafınız neden olmasın… Buraya gelmden bir şişe Çamblıbağ Karalahnanızı çantaya atın da gelin derim.

Bozcaada Klasiklerini Unutmayın!

Bozcaada’ya gelince kendinizi ilk Çiçek Pastanesi’ne atarsınız. O kurabiyelere mi, kahvaltısına mı yoksa dondurmalarına mı gider eliniz o size kalmış. Kahvaltıya Rengigül’e uğramak da en güzel ritüellerden biridir. Eski Rum evleriyle dolu sokaklarını gezerken, hangi kapıda, hangi duvarda fotoğraf çektireceğinize karar veremeyebilirsiniz.

Rengigül

Meydandaki Çınaraltı’nda Türk kahvenizi yudumlayıp, aşağı doğru süzülerek adanın pazarlarından reçeller, kekikler, zeytinler, sabunlar ve yaz boyu devam eden sahaftan kitap alışverişi yapabilirsiniz.  Bu yıl Meriç Onay ile Cemil Onay’ın her biri birbirinden güzel resimleri süsleyivermiş Bozcaada’nın her bir yanını. Hepsinin tek tek izini sürdük.

] Meriç Onay


Cemil Onay

Vakit varsa ve hava güzelse koy koy gezebileceğiniz tekne turları da efsanedir. Adanın üzümleri, şarapları meşhur ya mutlaka bir üzüm bağı gezmeli ve şarap evine konuk olmalı. Biz Çamlıbağ’a konuk olduk ve akşam Polente’de rüzgar güllerinin yanı başında güneşi batırmak için çantamıza bir tane Kuntra attık.

Dönüş yolunda kediciklerle vedalaşıp, İstanbul’da bir süre daha bizi Bozcaada’yı anımsatacak Veli Dede’den kurabiyeler ve merkezdeki pazardan kekiklerimizi de almayı unutmadık.

Sen De Bir Şeyler Yaz!

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz