Şehrin içinde tatildeymişim hissi: Kuzguncuk

Gerçekten başlıktaki gibi bi cümle çıkıverdi ağzımdan… ‘’Sanki tatildeymişim gibi hissediyorum’’ dedim. Mahalle kültürünün ölmediği semtlerden az kaldı. Onlardan biri de Kuzguncuk. Üsküdar’a bağlı ama bi o kadar da apayrı bir dünyada. İçinde yeşili, boğazın mavisini, renkli evleriyle gökkuşağı tonlarını barındıran bi semt burası. Sağında Fethi Paşa Korusu, içinde kocaman bir bostan, minik kafeleri, restoranları, eskici dükkanları ile içinden çıkmak istemeyeceğiniz sıcacık bir bir yer.

Ezan sesi, çan sesi ve hazan sesi burada birbirine karışıyor. Sokaklarında yürürken aslında uygun restore edilmiş evler de olabiliyormuş demek ki diyorsunuz. Bir de yanından geçtiğiniz emlakçılara uğrayıp, kiralık ev bakarken buluyorsunuz kendinizi. Birçok edebiyatçı ve sanatçının da severek yılarca yaşadığı bu semt dizi ve filmlere de ev sahipliği yaptı. Bi yandan da çocukluğumuzun hayranlıkla izlediği mahalle burası. Biz bir Pazar sabahı kendimizi Kuzguncuk’a attık. Gün sonunda hissettiğimiz şey, kısa bir ‘tatildeymişim’’ hissiydi…Peki bir günde Kuzguncuk’ta nelere yaptık dersiniz? İşte Kuzguncuk Gezilecek Yerler ne yenir ne içilir, nereye gidilir rehberi…

instagram hesabımız burada!

Kuzguncuk’a nasıl gidilir?

Çoğumuz buradan sürekli geçiyoruz aslında. Eğer Üsküdar’dan yapacağınız 10 dakikalık bir yürüyüş sizi yormayacaksa yürüyün. Ya da Üsküdar’dan kalkan otobüslerle Kuzguncuk’a ulaşabilirsiniz. Bir de Metrobüs ile Boğaziçi Köprüsü durağında inip, yine Üsküdar tarafına giden otobüslere binip 2 durak sonra inebilirsiniz.  Taksi ve Beşiktaş’tan motor seçeneği de iyi fikir olabilir.

Atatürk Arboretumu yazısı için tıklayınız!

Kuzguncuk Gezilecek Yerler

Kuzguncuk Pita

Adını duymuştum, bir de lezzetlerinin tadına bakayım dedim. Açıkçası bu kadarını beklemiyordum. 3 sevimli ve enerji dolu kadın tarafından kurulmuş olan Pita 7. Yılına gidiyor. Mekanın adı Pita isimli ekmeklerinden geliyor. Mimar Ebru Şimşek, Şehir ve Bölge Planlamacı Aylin Örnek ve şehir ve bölge Beden Eğitimi Öğretmeni Gülten Başöz, tarafından işletilen Pita’da yediğiniz her şey üreticiden mutfağa geliyor. Tereyağı ve kavurması Rize’den peynirler Kars, Altınoluk, Edirne, Bolu ve Tunceli, zeytinyağı Gökçeada, çiçek balı ise Kars’tan geliyor mesela. Peki ya Pita’lar… Birçok çeşidi olan pitaların üzerinde eritilmiş peynir var.Dilerseniz kavurmalı, dilerseniz sadece peynir ya da sucuklu kaşarlı, pastırmalı kaşarlı ya da sizin istediğiniz şekilde hazırlanıyor. Biz kavurmalı denedik. Oldukça başarılı.

Bütün mahalleli burayı kendi evi gibi görüyor. Pitalar dışında omlet ve menemen çeşitleri de var. Ayrıca Kuzguncuk’un sevimli sokaklarının adını taşıyan kahvaltı menüleri de… Ben Simitçi Tahir ‘i tercih ettim. Ceviz, İzmir tulumu, kurutulmuş domates, acuka ve simit dilimleri ortaklığında gelen tabak oldukça lezzetliydi. Fiyatları da oldukça uygun. Pitalar 10-13 arası, Simitçi Tahir tabağı ise 12 Tl. Çaylar 1. 5 TL. Ayrıca ben denemedim ama öğleden sonra zeytinyağlılar çıkıyormuş sahaya. Pita’nın duvarlarında Kuzguncuklu bir ressamın tabloları asılıyor. Her ay değişiyormuş bu tablolar. Ayrıca servisleri de yine Kuzguncuklu çocukların el emeği resimlerden oluşuyor. Daha sıcak bir başka kafe gördünüz mü? Ben bayıldım. Artık sıra sizde…
Tel: 0216 5323215
Adres: Kuzguncuk › Kuzguncuk Mahallesi, İcadiye Caddesi, No 41/A, Üsküdar, İstanbul

Kuzguncuk Balıkçısı

Dışarıdan bakınca minicik içine girince büyüyen bir balıkçı burası. Dış cephesindeki sokak lambası resmi çok hoş. İçeri davet ediyor adeta. Kilise vakfına ait bir binada hizmet verdiği için Kuzguncuk Balıkçısı’nda içki servisi yok . İki katlı binanın üst katına kurulduk biz. Kış için şöminesi bile var. Tekrar geliriz diyoruz. Minik kırmızı masaları ve kareli kırmızı örtüleri, canlı çiçekleri var dekor olarak. Başka bir şeye de gerek yok zaten.

Tüm yemekleri taze taze sunuyorlar. Balık çorbası ve deniz mahsulleri ile yapılmış listeleri var. Ben Paella denemek istedim. Zira her yerde bulmak mümkün değil henüz. Ancak bulgurdan yapılıyor Kuzguncuk Balıkçıs’ndaki Paella. Nasıl mı olmuş. Ben çok sevdim. Biraz daha baharatı çok olsun istedim ama deniz ürünlerinin tazeliği yetti. Öğlen ve akşam yemekleri için bence mutlaka uğramanız gereken bir balıkçı.

Cadiye Cad. Perihan Abla Sok. No:3 Kuzguncuk, Üsküdar / İstanbul
0 216 341 0144

Kuzguncuk Bostanı

Daha önce imara açıldı açılmadı haberleriyle duymuştum Kuzguncuk Bostanı’nı. Burası adımınızı atar atmaz bir cennet bahçesi. Bir sürü meyve ağacı arasında ahşap bir park. Zıplayan koşan kediler, çocuklar… Kuzguncuk Gezilecek Yerler listesinin en kıymetlisi.

Geçen yıl belediyenin çalı temizliği diyerek bazı ağaçları budaması Kuzguncukluları kızdırmış. Ağaç nöbeti tarafların masaya oturmasıyla sonu bulup, uzlaşı projesiyle ortaya çıkan Kuzguncuk Bostanı Projesi geçen yıl hizmete açılmış. Mahalleli burayı kimin ektiği önemli değil yeter ki yeşil kalsın demiş. Biber, patlıcan, domates, fasulye.. Ne arasanız ekmişler, bölüşüyorlar.

Serbest etkinlik alanı, afet toplanma alanı-çayır; serbest açık alan dinlenme piknik spor yoga gibi farklı pek çok aktiviteye imkan sağlayacağı gibi sökülüp takılabilir basit ögelerle farklı kullanımlar için de uygun bir alan olarak tasarlanmış bu bostan dilerim tüm semtlere örnek olur. İçerisi eşittir huzur açıkçası.

Çınaraltı Kafe

Hemen Kuzguncuk otobüs durağının arkasındaki yer burası. Kahvaltı için erkenden yer kapmak gerek. Malum deniz kenarı… Her semtin bir Çınaraltı’sı var Kuzguncuk’un da… Evden kap kahvaltılıklarını gel burada çay ,simit kahvaltını yap. Deniz kıyısında boğazı seyret, martıları besle…

Kuzguncuk’ta yaşasak!

Perihan Abla, Ekmek Teknesi, Hayat Bilgisi, Hatırla Sevgili gibi dizilerin çekildiği, o sıcak komşuluklara, mahalleliye ortak olmuş burası. Hala o hissi burada hissetmek mümkün. Ekmek kokusu, kahvehaneler, çay tepsileriyle gezen garsonlar, balıkçılar… O sıcak mahalleler hala var diyorsunuz Kuzguncuk’u gezince. Kuzguncuk Gezilecek Yerler hiç bitmiyor her gidişimde artıyor bu liste aslında.

Çengelköy’ün zerzevatı, Beylerbeyi’nin zevatı, Kuzguncuk’un haşeratı sözüyle de buranın bir hoşgörü ve 3 dini kucaklayan bir semt olduğu anlaşılıyor.

Burada hayat yavaş akıyor gibi. İlerledikçe yokuş başlıyor, ama köşeyi dönünce deniz görünecek biliyorsunuz. Emlakçıları geziyoruz, ‘’burada yaşasak’’ diyoruz. Kiralar da tuzlu ama aslında birçok yere göre hakkını veriyor da.

Deniz, rengârenk evler, giderek betonlaşan semtlere göre yeşil kalmışlık sıcak bir mahalle, ve her açıdan iyilik güzellik görüyoruz. Cemil Molla Köşkü’yle , Fethi Paşa Korusu’yla , bir semte düşen 2 çikolatacısı ve lezzetli kafe ve küçük restoranlarıyla bi hafta sonunuzu buraya ayırmanız için yeter de artar bile.