Barselona bir rüya… Her şey, Gaudi’nin rüyaları ve o rüyadan esinlenilmiş gibi… Şehrin ortasında bitmeyen dev bir kilise… Bitmeyişine dair bi dolu efsanenin olduğu her şeyden önce bir sanat eseri La Sagrada Familia. Minicik parklarımızı korumaya çalışaduralım, şehirde yeşile aç bizler için bir orman kadar büyük olan Park Güell, sadece bir park değil bir sihirbazın oyun evi gibi geliyor bize.
Barselona’yı Barselona yapan, Art Nouveau, Sürrealizm ve Katalan Modernizmini kendi hayal gücüyle, ruhuyla birleştirip Gaudi akımını yaratabilmiş mimar Antoni Gaudi’dir. Bunu şehri gezmeye başlar başlamaz göreceksiniz. Başka hiçbir şehirde böyle bir tek adam sanatı, mimarisi yok. Gaudi’nin 1852-1926 yılları arasında yaptığı eserler, Barselona’yı diğer şehirlerden farklı kılıyor. Şehrin adını Gaudi olarak değiştirsek, kimse ses çıkarmaz sanıyorum ki… Bu eserleri göremeden Barselona gezmiş olmayacağınızı hatırlatalım. Gaudi evleri, parkları, kiliseleri, müzeleri yine Gaudi’nin tasarımı olan sokak lambaları ve döşemeler Barselona sokaklarını süslüyor. Gaudi eserlerini daha yakından tanıyabilmek için Park Güell’in çıkışında Gaudi Experience 4D deneyimine katılmalısınız mutlaka. Çıkışta kendisine iyiden iyiye aşık olup, heykeli ile selfie çektirdim. Bileti 9 Euro idi. Maalesef bu güzel şehrin müze ve galerileri giriş ücretleri de biraz pahalı. Öğrenci, basın vs. iseniz çeşitli güzellikler yapıyorlar tabii. O zaman başlayalım…
Barselona gezisi hakkında daha çok yazı için tıklayınız!
La Sagrada Familia
1883 yılında Antoni Gaudi La Sagrada Familia’yı devralır. Ancak Gaudi 1926 yılında bir tramvayın altında kalarak hayatını kaybeder ve bazilika yarım kalır. Yapımı hala devam ediyor. Halk arasında bitmeyen kilise olarak da biliniyor. Bitmedikçe de turistlerin daha çok ilgisini çekiyor. Belki de bu nedenle bitmiyordur. Açıkçası önünde oluşan upuzun kuyruğu görünce, bu sıcakta sıra beklemek yerine, ‘’içini gezmesek mi’’ dedim içimden bi an. İyi ki bu fikri hemen savurup atmışım kafamdan. Dışı ne kadar görkemliyse içi de öyle büyülüyor sizi. Gaudi burada anlatılamaz bir oyun kurmuş gibi. Bir doğa oyunu bu aslında. Bakmaya doyamadığım tüm detayları fotoğraflayıp, kaydetmek istedim. Gaudi’nin tüm eserlerinde doğa dekoratif unsur değil, başlı başına belirleyici, bir özne. Öyle ki La Sagra da Familia’dan doğa fışkırıyor. Bu nedenle La Sagrada Familia’nın içinden de çıkmak istemiyorsunuz. Hiçbir katedralde bu etki yok. Doğayı olduğu gibi kullanmak yerine, doğanın yaratıcılığından faydalanarak ona yepyeni formlar da vermiş Gaudi. La Sagrada Familia katedralinin kolonlarında, ağaçların gövdelerinden ve dallarından esinlenmiş büyük sanatçı. Kilise Gotik esintiler taşıyan bir orman, tavanı yıldızlı bir geceyi andırıyor. Bu yanıyla bambaşka bir “Tanrı’nın evi” tasarlamış. Katedralin tarihi ve yapım aşamaları ile ilgili detayları da öğrenebileceğiniz bölümü atlamayın. 15 Euro bilet fiyatı…
Park Güell
Park Güell, Hansel ve Gratel masalınından parçaları ile doğanın içinde bambaşka bir doğa yaratabilmiş ilginç ve gezilmesi pek keyifli bir park. Park Güell, aslında Barselona aristokrasisi için yapılmış. Eusebi Güell isimli bir Katalan sanayici 1900 yılında Barselona’nın kuzeyinde 17 hektarlık bir alan satın alır. Burada kamuya açık binaların yanı sıra 60 tane satışa çıkarılacak ev inşa edilmesi planlanmış. Gaudi 1914 yılına kadar Josep M. Jujol ve Francesc Berenguer gibi isimlerin yardımıyla bu proje için çalışmış. Ancak tek bir ev bile satılmamış ve proje başarısız olmuş. Sonrasında park halka açılmış. Pek de iyi olmuş. Parkın merdivenleri ve pavillion kısımları Antoni Gaudi tarafından tasarlanmış. Zaten neresi güzelse orada imza Gaudi.
Yine renkleri kullanımı ve şekillere bambaşka form arayışları insanı büyülüyor bu park da… Doğanın içinden doğa fışkırıyor yine. Parkın merdivenlerinin ortasına konumlanmış dragon görünümlü kertenkele Park Güell’in sembolü olmuş. Gidenler olarak hepimizin bir fotoğrafı var bu minnoş kertenkele ile:) Park Güell’in terasında bir biri ile bitişik upuzun bir bank var. Buradan güneşin batışını izleyemedim ama izleyenler enfes olduğunu söylüyor. Öğlen sıcağında bile bu konumdan Barselona manzarası harika bir panorama oluşturuyor. Parka giriş elbette ücretli. 7 Euro.
Gaudi Müzesi
Gaudi Müzesi ya da Gaudi evi de denebilir. Park Güell’in içerisinde bulunan bu müzede 1906 – 1926 yılları arasında Gaudi yaşamış. Burada Gaudi’nin kendi tasarımları olan yine sanatını konuşturduğu eşyaları var. O mobilyalardaki detaylar, o sandalyeler, o banyo aklımdan gitmiyor. Buraya da uğramayı unutmayın. 5 Euro bilet fiyatı.
Casa Mila (La Pedrera)
Burası La Sagrada Familia bazilikasından sonra Gaudi’nin en önemli yapısı. Yine zengin bir Katalan kadın için yapılmış. Giriş için çokça para ödeseniz de içine girince çok mutlu olacaksınız. Değer. Geleneksel mimari kalıpları Gaudi bu binada altüst etmiş bu binada. Binada çeliğin kullanımı ile düzensiz zemin durumu var hiçbir yüzey düz değil. Gaudi özgürlüğün sınırlarını fazlasıyla aşmış desek yeterli mi? Tavan ve sütunların ağırlığı bile birbirinden farklıymış. Tüm odaların ışık almasını sağlamak için biri yuvarlak biri oval şekilde iki tane avlu var. Ön cephe zaten inanılmaz bir ışık sağlıyor. Dış cephede dalgalar ya çöl kumlarından esinlenen Gaudi, asıl güzelliği terasa saklamış. Terasta renkli bacalar var. Her biri bir görev yerine getirmek amacında değil. Daha çok her biri ayrı özelliklere ve anlatımlara sahip heykeller gibi. Bilim kurgu filmi savaşçısı, ya da kumdan savaşçılar gibi görünüyorlar. Bilet fiyatı: 20 Euro
Casa Battlo
Orta sınıf bir aile için yapılmış bu bina. 1877 yılında inşa edilen bina 1905- 1907 yıllarında Antoni Gaudi ve Josep Maria Jujo tarafında tasarlanmış. Yine asla düz çizgiler yok. Hep bir aykırılık, diğer Gaudi eserlerinde olduğu gibi. Casa Battlo’da bir dinazor derisi kıvrımları açıkça görülüyor. Pencereleri ise kemik görünümünde. Bu nedenle buraya Kemik Evi (“House of Bones” )da deniyormuş. Bir dinazor ve kurbanlarının kemiklerini görüyoruz sanki bu evde. Ayrıca Casa Mila ve Casa Battlo’yu hava karardığında da görmeniz şart. Işıklandırması bu sanat evlerini daha da görkemli hale getiriyor. Bilet fiyatı yine 20 Euro. Bu iki evi gezebilmek için çok sıra beklemek zorunda kalabilirsiniz. Erken gitmekte fayda var.
Bu eserlerin dışında Barselona sokaklarında çokça Gaudi eserlerine denk geleceksiniz. Hepsini tanıyacaksınız zaten. Sokak lambaları ve bir çok yapının döşemesi ve figürleri dahi mimar Gaudi’nin. Barcelona sokaklarında gezerken en çok da ‘’ Bu da Gaudi’nin eseri olmalı’’ diye söylenmek keyifli… Bir de Gaudi’den etkilenmiş sanatçıların eserlerini fark etmek de çok güzel bir ayrıntı. Sağınıza, solunuza dikkatlice bakmanız dileği ile…
Barselona’da gezilecek diğer yerler için tıklayınız!
