Seyahatteyken Yapmamamız Gereken 10 Şey

Seyahat yazarları, bloggerlar ve gezginler çoğu zaman x destinasyona gittiğinizde ne yapmanız gerektiği üzerine konuşurlar. Mutlaka denenmesi ve Instagram’a fotoğrafının konulması gerekenler, gidilmeden dönülmemesi gereken müzeler, şurayı görmezseniz sakın oraya gittim demeyinci listeler uzar gider. Yapılması gerekenleri söylemek kolay… Peki ya yapmamamız gerekenler?

Küçük şeyler de olsa seyahatteyken yaptığımız/yapacağımız hatalar bizlere zaman kaybı, gereksiz harcamalar ve kaçırılan fırsatlar olarak geri döner. Geçmişte, birazdan listeleyeceğim hataların birçoğunu yapmış ve kimi zaman vakit çoğu zaman nakit kaybederek, burnunu sürte sürte ipuçlarını öğrenmiş biri olarak, bu defa kulağımı tersten gösterip yapmamamız gereken 10 küçük detayı listeleyeyim; bir kenarda, elimizin altında dursun dedim. Haydi başlayalım!

1- Uçak Bileti Alırken Tek Bir Arama Motoru Kullanmakla Yetinmeyin!

Yurtdışına giderken önce alışık olduğunuz firmaların sitelerini kontrol ediyor olmamız tabi ki çok normal. Fakat farklı havayolu firmalarının promosyon dönemlerine denk gelebilme ihtimalini göz önünde bulundurarak alışkanlıklarınızın dışına çıkın ve havayolu firmalarını kıyaslama olanağı sağlayan Skyscanner, Google Flights, Expedia, Kayak ve Momondo gibi siteleri kullanın. Aynı zamanda kullanma potansiyelinizin olduğu havayollarının e-bültenlerine üye olarak promosyon biletlerden hızlıca haberdar olabilirsiniz.

Ve biletinizi satın almadan önce mutlaka internet tarayıcınızdaki (Internet Explorer, Chrome, Safari, Firefox ya da hangisini kullanıyorsanız) cookie yani çerezleri temizleyin. Çünkü birçok havayolunun web sitesi, kullanıcıların daha önce siteye girip girmediğini, geldiyse hangi uçuşlara baktığını, hangi destinasyonlarla ilgilendiğini, ilgilendiği tarihteki potansiyel bilet fiyatlarını kaydediyor. Bu basit uygulama sayesinde ikinci kez siteye girip bilete baktığınızda size fiyatın yükselmiş olduğunu gösteriyor. Bu şekilde bilet fiyatlarının artmış olduğunu düşündürerek sizi paniğe sürüklüyor. Ve bu bilgi siz tarayıcınızı temizleyene kadar size sunulan reklamları dahi etkiliyor. Yani siz THY’nin sitesinden Paris’e bilet baktıktan sonra Facebook’ta ya da haber okuduğunuz bir sitenin banner reklamlarında Paris otellerini görüyor olmanız ilahi bir işaret falan değil.

Paris yazısı için tıklayınız!

IMG_20150712_234051

2- Çok Erken ya da Çok Geç Rezervasyon Yapmayın!

Uçak biletini satın aldım, otelimi de rezerve ettim; ay resmen gidiyorum! Bu ruh hali, heyecan insana neler yaptırmaz ki… Ama her ne kadar her şeyi erkenden organize etmiş olma fikri çok avantajlı gibi görünse de, erken kalkan her zaman yol alamaz. Yani kabul yol alır da o yol her zaman ucuza gelmez  🙂

Havayolu firmalarının gruplardan kalan boşlukları doldurmak için yaptığı son dakika yaptığı indirimler son derece uygun ve şaşırtıcı olabilme ihtimalini aklınızdan çıkarmayın. Skyscanner’a göre en uygun fiyatlı uçak biletini bulmak için, tüm destinasyonlar göz önünde bulundurulduğunda, seyahatin ortalama 27 hafta öncesinden uçak bileti aramaya başlamak gerekiyor. Özellikle yurt dışı uçak bileti için, yolcular, en düşük fiyatı bulabilmek için 12 gün boyunca takip ediyor. Bu 12 gün süresinde bile fiyatlar ortalama %5 değişebiliyor. Yurtiçi seyahatlerde ise biletinizi 49 gün, yani yaklaşık olarak 6-7 hafta öncesinden almanın ideal zamanlama olduğu söyleniyor.

3- Otel Seçerken Yalnızca Tek Bir Siteye Bakmakla Yetinmeyin!

Seyahat planlaması yaparken yapılan en büyük hatalardan biri yine alışkanlıklara yenilip hep aynı siteleri kullanmak. Birçok seçeneğe erişmek açısından Booking.com gibi siteler cazip görünse de fiyat avantajı sağlamak açısından farklı kaynaklardan da fiyatları karşılaştırmakta fayda var.

Turizmci bir arkadaşımdan edindiğim bilgiye göre, tüm oteller Booking.com’la en düşük taban fiyatları üzerinden anlaşma sağlıyorlarmış. Anlaşma böyle dense de bazen otelle bizzat görüşüp daha uygun fiyatlar almak mümkün oluyor. Bu açıdan seçtiğiniz otelin web sitesinden telefon numarasını ya da elektronik iletişim adresini bulup direkt otel yetkilileriyle iletişime geçmek bazen kritik olabilir. Bunun haricince Expedia.com, Airbnb ve Couchsurfing seçeneklerini de masaya yatırın. Hosteller konusunda da önyargılı olmayın.

IMG_20150919_194037

4- Free Shop’larda Para Saçmayın!

Gümrüksüz alışveriş kulağa ne kadar cazip gelirse gelsin, Duty-Free Shop’lar bazen sandığımız kadar avantajlı olmuyor. Fiyatını 3 haneli rakamlarla görmeye alışık olduğunuz, ne zamandır isteyip de bir türlü alamadığınız parfümün fiyatını 2 haneli görünce çok ucuz olduğunu düşünüp rehavete kapılmayın. Büyük kozmetik mağazalarında belli zamanlarda yapılan indirimlerle hem daha ucuza hem de taksitle alma ihtimalinizi göz ardı etmeyin.

Almak istediğiniz ürünü önce internette araştırın nerden almak daha avantajlıysa orayı tercih edin. Bir diğer dikkat etmemiz gereken nokta da, çikolata ve hediyelik eşyaların her zaman duty-free’lerde daha pahalı olduğu gerçeği. Bu tür ürünleri süper marketlerden alıp bavulunuza koymak her zaman daha avantajlı.

5- Kredi Kartı Kullanmayın!

Gerçekten çok mecbur kalmadıkça asla kredi kartı kullanmayın. Döndüğünüzde gelen kredi kartı ekstrenizde bir biraya 60 TL ödediğinizi fark edip kafanızı duvarlara vurmak istemiyorsanız, para birimleri arasındaki kur farklarının kredi kartı kullanımlarına hayli yüklü şekilde yansıyabileceğini unutmayın.

Bütçenizi önceden planlayıp tahmini harcamayı planladığınız tutarı yanınıza ya nakit olarak alın ya da bazı bankalardan temin edebileceğiniz seyahat çeki alternatiflerini değerlendirin. İyice araştırma yapıp, seyahatlerde kullanmak üzere dünyanın pek çok yerinde kullanabileceğiz yabancı işlem ücreti almayan bir banka kartı çıkartmak da pratik bir yöntem olabilir. Ama ille de kredi kartı kullanacağım diyorsanız, 120 Euro tutan alışverişinizi öderken, kasada 120 Euro’yu TL’ye çevirtip karşılığını ödemeyin. Direk Euro ödeyin. Böylece kur farkından ötürü banka tarafından iki kez ücretlendirilmeden işinizi çözmüş olursunuz.

6- Havaalanındaki Döviz Bürolarında Para Bozdurmayın!

IMG_20150714_105641

Havaalanı döviz büroları, en yüksek kur farkını uygularlar.Paranızı  havaalanında değiştirmek yerine şehir merkezindeki döviz bürolarını kullanabilirsiniz. Ya da banka kartınızla kullanacağınız tutarı direk ATM’den çekebilirsiniz. Burada yine dikkat etmeniz gereken nokta bir önceki maddede de belirttiğim üzere yabancı işlem ücreti almayan bir ATM kartına sahip olmaktır. Seyahate çıkmadan önce bankanızın uyguladığı tüm ekstra ücretlendirmeleri web sitesinden ya da müşteri hizmetlerinden öğrenebilirsiniz.

 

 

7- Popüler Meydanlardaki Yerlerde Yemek Yemeyin! IMG_20150918_172223

Herhangi bir turistik müze ya da anıta ev sahipliği yapan bir meydanda ya da şehrin en popüler caddesinde bulunan cafe/restaurantlar, ilk bakışta çok iyiymiş gibi görünse de, %90 ihtimalle buralarda yiyeceğiniz yemekler normal fiyatının 2 katı ve yarı lezzetinde olacaktır. (Hayır Eiffel’e bakan bir cafede şarap içmek o kadar da iyi bir fikir değil.)

Dünyanın en iyi pizzalarını yiyebileceğiniz Napoli’de, tur rehberlerinin uğramadan geçmediği bir pizzacıda oturmuş, yarı hamur ve son derece lezzetsiz pizzayı kemirirken edindiğim acı deneyime dayanarak söylüyorum ki; turist kafilelerinin tercih ettiği yerler sizin kaçacağınız noktalar olsun.

Nasıl ki bizde de en lezzetli yemekler gizli köşelerdeki, küçük esnaf lokantalarında oluyorsa, yurtdışında da bu durumu göz ardı etmeyelim. Birden çok dilde hazırlanmış, parlak menülü gösterişli restaurantlardan kaçın. Seyahat stratejimiz “think global act local!” yani global düşünüp, yerel insanlar gibi hareket etmek olsun. Gittiğimiz yerin yerlileri nerelere gidiyor, hangi mekanları tercih ediyorsa biz de onların peşinden gidelim. Yerli insanların tercih ettiği mekanlarda daha ucuz, daha lezzetli ve daha orijinal şeyler bulacağınızdan emin olabilirsiniz. Bu tür yerleri keşfetmek için Zomato, Foursquare, Swarm, Yelp, Tripadvisor ve OpenRice gibi uygulama/websitelerini kullanabileceğiniz gibi, popüler meydaların 3-5 sokak arkasına doğru yürüdüğünüzde de bu tür yerlere rastlayabilirsiniz. Yine lokal marketlerde satılan yiyecek alternatiflerini de aklınızın bir köşesinde bulundurun.

16199_355912614586562_5556473056079859525_n8- Taksi Kullanmayın!

Eğer kalabalık bir arkadaş grubu değilseniz ya da birileriyle anlaşıp tutarı bölüşmek gibi bir planınız yoksa mümkün mertebe taksi kullanmamaya çalışın.

İstanbul’da turist tarifesi dediğimiz olay ne yazık ki yalnızca bize özgü bir kavram değil. Hem yolları bilmiyor hem de yerel dili konuşmuyor oluşumuz, bizi 3 sokak ötede olan varmak istediğimiz hedefe 40dklık bir taksi yolculuğuyla ulaşma konusunda açık hedef haline getiriyor. Neydi stratejimiz? Think global act local! O halde metro, otobüs, tramway, bisiklet ve de tabanvay önceliğimiz olsun!

 

9- Seyahat Sigortasını Es Geçmeyin!

Tamam kabul; hepimiz harcamalarımızı minimalize edip seyahatimizi daha uzun tutmaya çalışıyoruz. Hal böyle olunca da seyahat sigortası gibi tercihe bağlı ihtiyaçlar son derece gereksiz görünüyor. Ama başımıza nerede, ne zaman, ne geleceği pek de belli olmuyor. Gönül tüm seyahatlerimizin tıkır tıkır, kazasız, sorunsuz geçmesini dilerken, evdeki hesap her zaman çarşıya uymuyor.

Belçika’nın Brugge kentinde arnavut kaldırımlı sokakların romantizminde Leyla olmuş yürürken, otele ulaşmama 100 metre kala ayak bileğimi burkup yere yığıldıktan sonra ‘seyahat sigortasına ne gerek var yea!’ diyen dilim lal oldu. Neyse ki geliyorum demeyen, görünmez kazam 4 hafta bandaj takmayı gerektiren ‘küçük’ bir bağ zedelenmesiyle sonuçlandı da dersimi, kırık çıkığa nispeten daha az acılı bir yaralanmayla almış oldum. A tabi bir bandaja 30 Euro (90 TL) vermiş olduğumu da unutmayalım.

Hem tıbbi hem tıbbi olmayan (kameranızın kırılması, bavulunuzun kaybolması vs.) durumlar için seyahat sigortası sizi garanti altına alır. O sebeple otel ve uçak rezervasyonunuz kesinleştiğinde seyahat sigortası seçeneklerini de masaya yatırın.

10- Yerel Turizm Ofisini / Turist Bilgilendirme Masasını Ziyaret Etmeyi Unutmayın!IMG_20150927_205534

Turist bilgilendirme masaları yani turizm ofisleri her zaman en güncel ve en doğru bilgiye sahip olan yerlerdir. Detaylı bir şehir haritasını bu ofislerden ücretsiz alabileceğiniz gibi, şehirde görülecek yerler hakkında detaylıca bilgi sahibi olabilir hatta konaklama organizasyonu yapmadıysanız bu ofislerdeki yetkililerden yardım alabilirsiniz. O sebeple şehri keşfetmeye turizm ofisini ziyaret ederek başlayın.

Küçük ipuçlarıyla daha uzun daha ucuza seyahat etmek mümkünken neden evde oturalım ki? Yollar bizi bekler…

Sevgiyle,

#tutuneverstops

 

Sen De Bir Şeyler Yaz!

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz