İtalya’da kuzeye çıktıkça gözle görülür bir zenginleşme ve sokaklara Kuzey Avrupa mimarisinin hakim olduğunu görüyoruz. Güney şehirlerinde bize benzeyen sıcakkanlı İtalyanların yerine burada saçları sarı çocuklar ve soğuk aileleriyle karşılaşıyoruz. Zengin ve şık görünümünün yanında tarihini de çok iyi koruduğunu söylemek mümkün. Oldukça pahalı bir şehir. Esnafları da bir o kadar huysuz. Porto Nuavo isimli büyük sur kapılarından giriyoruz Verona’ya… Eski ve yeni Verona diye ikiye ayrılmış. Elbette eski Verona’yı gezdik. İklim olarak oldukça ıslak ve gri… İklime göre şekillenmiş gibi her şey.
Palazzo Barbieri … Şehrin belediye binasının da içinde olduğu en önemli meydanı. Burası oldukça hareketli bi meydan, cafeler, restoranlar, dükkanlar cıvıl cıvıl…
30.000 kişi kapasiteli roma döneminden kalma Arena di Verona… Zamanında burada meşhur gladyatör dövüşleri yapılıyormuş. Roma’da bulunan Kolezium ile antik Kapua şehrindeki arenadan sonra İtalya’da bulunan üçüncü büyük anfi.
Arena hala çok gösterişli görünüyor. Biz geldiğimizde bir kısmında tadilat ve diğer kısmında da tiyatro provası olduğu için giremedik. Fuarlar, gösteriler, tiyatrolar ve ünlü açık hava operaları için hala muhteşem bir mekan özelliğinde.
Meydanın diğer kısmı…Buradan sokak aralarına girip kaybolacağız..
Onlar eski Roma’dan geliyorlar, selamlayın…
Savaş zamanlarında, şehrin küçük bir krokisini yapmışlar. Çok etkileyici bence.
Intimissimi muhteşem iç çamaşırlarıyla İtalya’nın her şehrinde olduğu gibi burada da karşımızda… Bakmadan geçmedik… Bakmakla yetinseydik keşke:)
Balkonların güzelliği…
Tezenis İtalya’nın en meşhur iç çamaşırı markalarından, bence mutlaka bir kaç parça alın. Çok da uygun fiyatları var.
Uzun süre olayın gizemini çözmeye çalıştık…
Erbe Meydanı
İtalya’nın yakışıklıları…
Evlerin dokusunu hiç kaybetmeyişi… Kimsenin buralara bir AVM dikmeyi istemeyişi… Büyüleniyorum…
Piazza dei Signori’daki Dante heykeli, Podesta Sarayı ve logia
Dante heykeli hafif çaprazındaki zamanında mahkeme olarak kullanılmış olan Palazzo Della Ragione’ya sitemlice bakıyor gibiydi.
İçerisinde Scaligeri ailesinden kişilerin mezarlarını olduğu kapalı ve küçük Santa Maria Antica kilisesi…Bu bölüm biraz ürkütücü…
William Shakespeare’in “Romeo ve Juliet” hikâyesinde konu edilen Romeo’nun evi…
Dilek dilemeden geçmiyor buradan kimse…
İtalya’da okullar yaz mevsiminde dersleri tarihi bölgelerde işliyorlarmış. Bakınız çocuklar tarihin tam ortasında…
Israrla Verona’da meyve yemelisiniz demek istiyorum. Pişman olmayacaksınız:)
Ve Juliet’in evine geldik.
Kan davalı iki ailenin çocukları olan Romeo ve Juliet’in evleri turistlerin akınına uğruyor. Dilek dilemek isteyenler, fotoğraf çektirenler… Saatlerce zamanınızı alabilir burayı gezmek. Kilitler, kalemler çok pahalı… Yanınıza almayı unutmayın derim:)
Böyle dilekler de var:)
Duvarlara anahtarlara ve küçük not kağıtlarına dileklerini yazıp asıyorlar. Belirli aralıklarla temizliyorlarmış ki yeni dilekler için yer açılsın.
Juliet’in dokunulmaktan aşınmış göğsünün olduğu heykel… Sağ göğsüne dokunmadan fotoğraf çektireni dövüyorlar. Şans getiriyor, kısmet açıyormuş:)
‘Sposami a Verona’ isimli bir proje yapmışlar. Juliet’in evinde evlenmek isteyenler için Belediye harekete geçmiş. Fiyatlar 600-1000 euro arasında değişiyormuş.
Juliet’in Romeo’yu beklediği balkonu da ziyaret edebilen turistler burada fotoğraf çektirmek için para ödeyip sıraya giriyor. 10 Euro.
Espresso içmeden ayrılmayalım dedik.