Oslo – Yeme, İçme ve Alışveriş Tavsiyeleri

Oslo'nun altını üstünü getirmeye devam ederken karnınız da acıkacak . Peki Oslo'da ne yenir? Oslo mutfağına, restoranlarına, kafelerine de göz atmaya ne dersiniz? Oslo'da nerede yemek yesek, hangi kahveyi nerede içsek, Oslo'da alışveriş yaparken ne alsak  gibi soruların cevapları burada…

Oslo yazısı için buraya tıklayabilirsiniz!

Oslo müzeleri için buraya…

Oslo yürümeye elverişli bir şehir. Doğanın güzelliğini hiç bozmadan varlığını sürdürdüğü için de son derece keyifli. Üşengeç değişseniz Oslo'da bol bol yürümelisiniz. Uzun yürüyüşlerin en güzel yanı kahve durakları. Oslo da kahveye düşkün şehirlerden. Üstelik dünyaca ünlü zincir markalarla değil, yerel kafelerle karşılaşıyorsunuz daima.
Norveç somonundan kelli tam bir deniz mutfağı var sanıyorsanız biraz şaşırabilirsiniz. Evet balıkçılık ülkesi ama mutfaklarını balıkla domine etmiyorlar. Gerçi haksızlık da etmeyeyim, kahvaltıda bile karides yedim :/ Deniz ürünleri konusunda en bildiğim mutfak Ege olduğu için, Oslo'da olabildiğince deniz mahsülü yemeye çalıştım. Tabii İskandinav tarzı tatta deniz mutfağı  bazı bazı yabancı geldi. Biraz fazla tatlı. Değişik bir deneyim.
IMG_6297

Pazar günleri akşam yemeğini saat 7'ye kadar bitirmek gerek. Restoranlar ya saat 8 civarı kapanıyor ya da aşçıların mesaisi bittiğinden mutfak akşam yemeği servisine kapanıyormuş. Bilmiyordum, girilen her restorandan boynu bükük çıkınca deneyimlemiş oldum.

Yeme-içmeye ayrılan para tatilin önemli kalemlerinden biri. Son derece ortalama bir akşam yemeği 70-100 lira demek. Gün içinde kahve ve yanına atıştırmalık kek, sandviç de 40 tl civarı tutacaktır. Alkole hiç girmiyorum, yerel halkı için bile pahalı. Alkolikleri kruz gemisinin yolunu gözlüyorlar.

Oslo'da Ne Yenir, Nerede Yenir? Restoran-Bar Önerileri

Steam Caffebar
Oslo’ya ayak basar basmaz girmiş olduğum ilk mekan. Bildiğim, duyduğum ya da yapılacaklar listemde olan bir yer değildi. Karl Johans Gate’de kahve içip bir şeyler atıştırmak için mekan bakınırken bir ara sokakta buldum. Latte sipariş edip ne yesem diye bakınırken gözüme bir çörek kestirdim. Elmalı olduğunu da öğrenince deneyelim bakalım dedim. İkisine yanılmıyorsam 70 kron ödedim (5 gün boyunca yemek için yaptığım en makul ödeme) Çörek tek kelimeyle enfesti. Kanelboller diyorlarmış, ballı tarçınlı elmalı puf puf tatlı bir şey. Yazarken bile canım çekti şu an, olsa da yesek 🙂 Fotoğrafta da gördüğünüz gibi kahveyi kristal bardaklarda servis ediyorlar, görünce çok hoşuma gitti. Çok sempatik bir yerdi, gidenlere kesinlikle öneririm.

20150324_IMG_6293

Mucho Mas
Pazar akşamları hemen hemen tüm restoranlar mutfağı saat 7 civarı kapattıklarından aç ve de açıkta kalınca, istikamet Mucho Mas oldu. Küçücük, 5-6 masalı, servis olarak bizim Sıraselviler büfesinden hallice bir Meksika mutfağı. Porsiyonları normal. İki kişilik yemek ve içecek 400 kron.

Kaffebrenneriet
Oslo’da en çok karşılaşacağınız kahve dükkanı. Bi nevi Nordik Starbucks.( Zaten Oslo’da alışıldık kahve zincirleri öyle çok sık karşınıza çıkmıyor. Sanırım sadece bir tane Starbucks gördüm. ) Çay latte’sini denedim ancak çay aromalı sulandırılmış süt gibi bir şeydi. Pek sevmedim. Birini çantama stok yapmak için kek ve sandviç aldım ve 125 kron ödedim.20150324_IMG_6295

Cocoa
Grünerlokka’da sakin, sıcacık, kocaman koltuklarıyla rahat bir mekan. Sıcak çikolatası meşhurmuş, onu denedim. Sulandırılmamış, yoğun bir tadı vardı. Küçücük bir yer olmasına rağmen son derece rahat ve huzur verici. Bütün gün gezip dolaşmanın yorgunluğu üzerine burada 1 saat öylece oturmak iyi geldi. Önümdeki sehpa üzerinde duran günlük gazetede Erdoğan’ın Ak-saray’ıyla da dalga geçmişler. Oslo’da da globally rezillik keyfi :/
DSC_0738

Bla
Grünnerlokka’da bolca bulunan barlardan biri. Kelime anlamı mavi. Dışarıdan bölgenin genel izbe havasını taşıyan, berduş bir ambiyansı var. İçerisi, bahçesi tıklık tıklım. Pazar geceleri Frank Znort Quartet sahne alıyormuş; bir saat kadar blues, jazz, rock performanslarını izledim. Başka akşamlar başka başka tarzlarda sahneler oluyor, gitmeden evvel mutlaka akşam için ne yapacağınızı bilip gidin. Ben aylar öncesinden kendi kendimi "kesin bir Röyksopp konserine denk gelirim" diye gaza getirip havamı aldığımdan biraz hevessizdim açıkçası, plansız takıldım.
IMG_6298
Fiskerriet

Gitmeden evvel ne yesem ne içsem araştırmaları yaparken bu mekanı gözüme kestirmiştim. İstanbul’daki kebapçılar gibi Oslo’da adım başı somon yiyebileceğiniz yerler karşınıza çıkmıyor. Günün menüsünde varsa ne ala… İlk yazımda bahsettiğim gibi ellerindeki hiçbir şeyi pazarlamaya kasmıyorlar çünkü. Neyse, bu mekan aynı zamanda bir balık pazarı. İstediğiniz deniz mahsülünü alıp evinize de gidebilirsiniz, mekanın menüsünden de yiyebilirsiniz. Hakkında çok tavsiye okuduğum ve zaten çok da sevdiğim için balık çorbasını denedim. Enfesti. Bana inanmazsanız resme bakın 🙂 Bir de istiridye yedim, daha evvel hiç yemediğim için ilk deneme olarak hoşuma gittiğini diyebilirim sadece. Balık çorbası 160 kron. İstiridye tabağı ise parça hesabı; kabuk başına 30 kron tuttu.

gallery

 

Dr. Kneipps's Vinbar
Konakladığım Markveien bölgesinde bulunan bu restoran yanlış hatırlamıyorsam Oslo'da ne yenir sorusuna verilen en iyi cevapmış. İlk olarak adını unuttuğum biraz fazla tatlı bir çorba içtim; ana yemekte somon olmadığından ve tek balık seçeneği morina olduğundan “Skrei” diye bir şey yedim. Soslu, püreli, çorbaya göre tadı damağıma daha uygun bir şeydi. Tabii yemeğin yıldızı benim için tatlıydı. Bu kadar güzel bir tatlı geleceğini bilseydim, tamamını bitirebilmek için çorbayı ya da ana yemeği iptal ederdim. Baktıkça hepsini bitiremediğim için deriiiiiiiiiiiiiiin bir pişmanlık duyuyorum. Alkol hariç bir kişilik akşam yemeği 500-550 kron tuttu.

gallery

Alışveriş

Giyim kuşam olarak hiçbir şey almadım. Siz de almayın!  Zira fiyat performans olarak aklımı çelen, "al beni" diyen bir şeye denk gelmedim. Örnek olması açısından şöyle diyeyim:
Zara ve HM, burada gördüğünüzün yaklaşık %50 daha pahalısı. Misal gitmeden evvel 15 tl'ye aldığım yün saç bandı 24 liraydı.
Magnet, anahtarlık gibi hediyelik eşyalar için müzelerdeki dükkanlar dışında Karl Johans Gate ve Centeral Station'da bir iki alternatif var fakat hiç iç açıcı değil. Aşırı dandik, plastik ve son derece çirkinler.
Şehirden ayrılmama birkaç saat kala Oslo City Hall'un tam bitişiğinde bir hediyelik eşya dükkanı keşfettim. Gezi boyunca görüp görebildiğim en düzgün hediyelik ıvır zıvır buradaydı ve ücret olarak muadillerine göre daha hesaplıydı. Müzelerde göreceğiniz hemen her şey burada var. O yüzden gezinin ilk günü uğrayıp burada göreceğiniz fiyatlara göre hareket etmenizi öneririm. Ne yazık ki dükkanın adını hatırlamıyorum. Fakat City Hall'un denize bakan tarafında, bitişik konumda olduğundan adım kadar eminim 😉

Sen De Bir Şeyler Yaz!

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz