Münih’te 48 Saat- Münih Gezi Rehberi

munih-gezi-rehberi
munih-gezi-rehberi

Münih deyince aklıma hep Drindl giymiş kadınlar, dev bira bardaklarıyla Octoberfest görselleri geliyordu. Hiç bu kadar şık insanların bir arada yürüdüğü, her birinin bisiklet üzerinde bile bir moda defilesinde süzülür gibi görüneceğini düşünmemiştim. Münih deyince aklıma artık şıklık ve tabii ki tartışmasız yine bira geliyor:) Soğuk bir bira açtıysanız, Münih Gezi Rehberi’ne başlayalım…

Münih, Almanya’nın en büyük ve en zengin üçüncü kenti olmanın yanı sıra Bavera eyaletinin de başkenti. Mavi beyaz bayraklı Bavyera eyaletinin diğer üyeleri ise Augsburg, Nürnberg, Regensburg, Bamberg ve Würzburg olup, bu şehirler aynı zamanda Romantik Yol denilen rota içerisinde yer alıyor. Bamberg yazısı da yakında burada olacak. Esslingen yazısı için tıklayınız!

Isar nehrinin kıyısındaki Münih, Alpler’in eteklerinde Münih, büyük şehirlerin simgesi gökdelenlerden oldukça uzak bir şehir. Burası parklar, bahçelerle çevrili ve kendinize ”tam yaşanılacak şehir” dedirtecek sürprizlerle dolu bir güzel kent. 2. dünya savaşında bombalanmış ama küllerinden yeniden doğmuş Münih’te gezilecek yerler listemize başlayalım.

Berlin yazıları için tıklayınız!

Münih Gezi Rehberi

Münih’e Nasıl Gidilir?

Münih’e haftanın her günü direkt uçuş tarifesi bulabilirsiniz. Yaklaşık 2 saat 45 dakika süren Münih uçuşu Franz Josef Strauss Havalimanı’da sonlanıyor. Havaalanı, -Minih merkeze yaklaşık 35 km uzaklıkta kalıyor. Havalimanından taksi ile 65-70 Euro karşılığında şehir merkezine gidebilir ya da S1 ve S8 tren hatları ile 40 dakikada Münih Merkez İstasyonu’na ulaşabilirsiniz.

Eğer Stuttgart’tan Münih’e gitmek isterseniz iki seçeneğiniz var. Biri 24-35 Euro arasında değişien fiyatları ve 2 saat süren yolcuğu ile tren. Diğeri ise 10-15 Euro arasındaki fiyatları ve 3 saat süren yolculuk ile Flixbus. Biz Flixbus’ı denedik. Oldukça konforlu ve kalkışlar, inişler tam saatinde. Mükemmel bir Alman disiplini otobüsün her bir koltuğunda hissediliyor. Aynı şekilde Berlin’den de hem tren ile hem de Flixbus ile Münih’e gelebilirsiniz. Berlin’den Münih’e Flixbus yaklaşık 7.5 saat sürüyor. Biz Berlin’e giderken bu rotayı kullandık. Tüm gece uyuduk. Otelde uyumaktan çok da bi farkı yoktu. Bilet fiyatı ise 24-44 arasında değişebiliyor. Flixbus sefer saatlerine, bilet fiyatlarına buradan ulaşabilirsiniz.

Münih Şehir İçi Ulaşım

Açıkçası Münih’e geldiğimizde metro, otobüs, tramvay ağını çözmekte diğer Avrupa şehirlerine göre biraz zorlandık gibi. Neyse ki Google Maps gideceğimiz yer için en kısa metro istasyonu, otobüs durağı gibi bilgileri veriyor. Marienplatz ve merkez tren istasyonu Hauptbahnhof en çok kullanacağınız ve istasyonların birleştikleri ana istasyonlar. Karışık desem de elbette şehir içi ulaşım, yine hayran bıraktırıcı detaylarla doluydu. Örneğin Trambahn isimli trenler sabah erken saatlerden sabah saat 2’ye kadar ve cuma ve cumartesi günleri tüm gece yaklaşık 30 dakika aralıklarla çalışıyor. Aynı zamanda cuma ve cumartesi günleri tüm gece yaklaşık 30 dakika aralıklarla çalışan gece otobüsleri ve gece tramvayları (Nachtlinien) da oldukça iş görüyor. Bizdeki gibi hafta sonu ” 23’te başlayan konserden son trene yetişmek için yarım saat sonra çıkmak” gibi bir şey yok anlayacağınız. Bir de tramvay sevenlerdenseniz 19 no.lu tramvayın tam bir turist gezdiiren olduğunu ekleyeyim. Yağmur olur, kar olur, aşırı sıcak olur, aklınızda olsun. Münih Gezi Rehberi için en konforlu bilgi olacağını düşünüyorum:)

Metro istasyonları beyaz “U” , S-Bahn banliyö hatları beyaz “S” ile ayırt edebilirsiniz. Tramvay ve otobüs durakları ise sarı bir yeşil bir “H” ile işaretlenmiş. Şehrin en iç kısmındaki merkez bölgesinde yani “Innenraum” / “inner district”te zaman geçirecekseniz tek bölge içinde ulaşımı kapsayan en ucuz bilet seçeneği size yetecektir. Ancak havaalanı en dıştaki 4. bölgede yer aldığı için havaalanına gideceğiniz ya da hava alanından döneceğiz günlerde en pahalı seçenek olan “Gesamtnetz” / “entire network” bileti almak durumunda kalıyorsunuz. Münih Havalimanından merkez istasyona tek yön bilet son güncelleme ile 11.5 Euro. Gelelim metro, otobüs ve tramvay bileti meselesine. Bilet kontrolü olmuyor arkadaşlar ama lütfen ülkemizden geldiğimizi çok belli etmeyelim ve biletimizi alalım. Yakalanmanız durumunda 60 Euro gibi bir ceza ödeyeceğinizden zaten haberiniz vardır diye düşünüyorum. Tek bilet fiyatı 2.90 Euro olup, bu bileti 3 ulaşım aracında da kullanılabiliyoruz. Farklı bilet çeşitleri de mevcut elbette. Tüm gün geçerli merkez bölge (Innenraum) bileti 6.70 Euro iken 3 günlük bilet ise 16.80 Euro gibi seçimler var. Ya da daha avantajlı bir seçim olan Munich CityTourCard satın alıp hem şehir içi ulaşım ücretlerinizi düşürebilir, hem de pek çok müze, saray, tiyatro, restoran gibi turistik aktivitelerinizde indirim kazanabilirsiniz. Fiyatlarına ve detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.

Münih’te Konaklama

Münih’te ister otelde ister hostelde konaklayın ya da Arnb’den ev kiralayın en önemlisi hangi semtte olduğu. Tavsiyem Altstadt-Lehel, Maxvorstadt, Au-Haidhausen ve Schwabing-West gibi semtlerde olması. Altstadt-Lehel şehrin merkezi olduğu için biraz da daha yüksek fiyatlarda bi konaklamaya neden olsa da ulaşım bedelinden ve vakitten kar edebilirsiniz. Maxvorstadt ise daha entelektüel bir semt. Kitapçılar, galeriler, müzeler, sanatla iç içe kafelere yakın olmak isteyenleri buraya alalım.Schwabing, birçok ünlü sanatçının ve ressamın yaşadığı, 19. ve 20. yüzyılda kültürel önemini kazanan Münih’in en bohem bölgelerden biri. Tercih sizin. Biz Altstadt-Lehel bölgesinde yer alan Hotel Sendlinger Tor‘da koankladık. Hem Sendlinger Tor Metro İstasyonu’na bir dakikalık yürüme mesafesinde hem de Marienplatz’a da yürüme mesafesinde kalıyor. Merkez bölgede konaklamak isteyenler için oldukça ideal bir otel. Gecelik oda fiyatı ise 350 TL idi.

Münih’te Gezilecek Yerler

Münih’te gezilecek pek çok yer var. Bu nedenle her şehirde olduğu gibi Münih için de ” bir gün yeter” kelimesini unutup şehre ayırabildiğiniz kadar vakit ayırın derim. Açık hava alanları sizi fazlasıyla mest edecek. Münih, 2.Dünya Savaşı sırasında çok fazla bombalanan şehirlerden biri olmasına rağmen ayakta kalmayı başarmış pek çok kilise, saray ve tarihi eseri ile hala Ortaçağ hissini de yaşamanıza neden oluyor.

Marienplatz

Her şehrin bir kalbi var. Marienplatz da Münih Gezi Rehberi’nin kalbi. 1158 yılından bu yana önemli bir meydan olan Marienplatz geçmişte suçluların idam edildiği noktalardan biriymiş. Şimdi biz bu meydanda dev biralarımız ve sosislerimizle bolca fotoğraf çektirip, keyif yapıyoruz. Münih’in en hareketli noktalarından birindeyiz. Özellikle Neues Rathaus (Yeni Belediye Sarayı)’nı izlemeye doyamayacağınızı belirteyim. 19. yy. Neo-Gotik mimarili sarayın kulesindeki Glockenspiel isimli saat her gün sat 11.00’de, yazın ek olarak 12 ve 17 saatleri arasında seyrine değer bir gösteri yapıyor. Belediye binasının altındaki Rathausgalerie ise 1979’da Münih’in çağdaş sanat alanı olarak ortaya çıkmış.8 metre yüksekliğindeki bir cam kubbenin altında yer alan 650 metrekarelik beş koridorlu galeri, çağdaş sanatın ve sanatla ilgili sosyal konuların ve projelerin ara buluculuğu için kullanılıyor. Meraklısıysanız güncel bazı sergileri görebilirsiniz. Yeni belediye binasının sağ tarafındaki eski belediye binası Altes Rathaus ise 2. Dünya savaşında bombalanmış. 15. yüzyıldaki orijinal mimariye sadık kalınarak yapılmış yeni binası şuana Münih Oyuncak Müzesi olarak hayatına devam ediyor.

Münih Kiliseleri

Münih gezi rehberinde olmazsa olmaz bir durak ise şehrin en eski kilisesi olan St. Peter Kilisesi. Eğer biraz vaktiniz varsa ve merdiven çıkma konusunda sıkıntınız yoksa Marienplatz’daki bu gotik kilisenin kulesine de çıkabilirsiniz. Gerçekten Münih buradan çok güzel görünüyor. Burada sizi Münih şehrinin güzel çatıları ve Marienplatz’ın kuş bakışı görünüşü bekliyor. Bir diğer önemli kilise ise 1468-1488 yılları arasında inşa edilen Gotik tarzdaki Frauenkirche Kilisesi. Kilise içinde Kral IV. Ludwig ve pek çok önemli kişinin mezarları da yer alıyor. Bir efsaneye göre kilisenin girişinde yer alan ayak izinin şeytanın ayak izi olduğuna inanılıyor.

1746’da Asam kardeşler tarafından inşa edilen Asam kilisesi ise Münih’teki Rococo ve geç Barok tarzı mimarinin en önemli örneği. İç freskler gerçekten nefesinizi kesebilir. Özel bir kilise olarak inşaa edilen Asam Kilisesi halk direnişi ile halka açılmış. Sendlinger Tor (Sendlinger Kapısı)’na 2 daikalık mesafede olan kiliseye Asamkirche metro istasyonundan da ulaşabilirsiniz.

Odeonsplatz’ta yer alan Theatinerkirche ise 1600’lerde İtalyan mimarlar tarafından inşa edilmiş. İtalyan barok tarzındaki bu kilisenin kuleleri ve dış süslemeleri oldukça gösterişli.

Münih Gezi Rehberi

Munich Residence

Odeonplatz’daki Munich Residence, 1508-1918 yılları arasında Bavyera krallarının ikametgahı olarak hizmet vermiş. 1920’den itibaren müze olarak ziyaretçilere açık olan sarayın tüm odaları oldukça şatafatlı şekilde dekore edilmiş. Tablolar, porselenlerin yanı sıra diğer bir bölüm olan hazine kısmını da gözden kaçırmayın. Eğer yaz mevsiminde geldiyseniz bahçesindeki konserleri de kaçırmayın.

Münih Parkları

Münih tam bir parklar, bahçeler kenti. Buraya gelirken upuzun yürüyüşler için mutlaka rahat spor ayakkabıları ile gelin. Unutmadan sırt çantanıza da yiyecek içecek bri şeyler mutlaka alın. Öyle bizdeki gibi her yerde bir bakkal, büfe olmayacak.

Hofgarten

Hofgarten, Residence ile Ingiliz Bahcesi (Englischer Garten) isimli şehrin en büyük parkının arasında kalıyor. Eskiden sarayın bahçeleri olan Hofgarten 1615 yılında I. Maximilian tarafından inşa ettirilmiş.Rönesans tarzında, fıskiyeli havuzların olduğu park, saraya bağlı binalarla çevrili. Hava güzelse herkes rahatlıklıkla sarayın bahçesinde oturup güneşleniyor. Tam ortasında da Diana Tapınağı var. Biraz ilerisinde de Deutsches Theatermuseum‘u görebilirsiniz.

İngiliz Bahçesi (Englischer Garten)

Avrupa’nın en büyük parklarından biri olan İngiliz Bahçesi (Englischer Garten) gerçekten de yürümekle bitiremeyeceğiniz bir park. İnsanı kıskançlıktan çatlatacak bir güzelliği var.1789 yılında açılmış olan English Garden’da yürüyüş yapabilir, bizim gibi bisiklet kiralayabilir, sörf yapabilir ya da litrelerce Münih birası içebilirsiniz. Eğer güneşli bir Münih’e kavuştuysanız Schönfeldwiese‘de güneşlenebilirsiniz. Burada çıplak güneşlenmek serbest. Genel olarak Alman şehirlerinde çıplak güneşlenmek çok doğal karşılanıyor. Bu nedenle şaşırmayın. Chinese Tower isimli bira bahçesinde de bir şeyler atıştırıp, bira içebilirsiniz. Burası Lowenbrau birasıyla 7.000 kişiye kadar hizmet veriyor. Pazar günleri Alman brunch’ı da var. Monopteros adında bir yunan tapınağı da parkı tepeden görmek için mükemmel bir nokta.

Parkın ortasındaki büyük göl olan Kleinhesseloher See‘de ördekleri besleyebilirsiniz ya da kayık kiralayıp tüm gölü gezebiliyorsunuz. Sörf tutkunu olanları da Eisbach nehri üzerindeki yapay dalgalı özel noktaya alalım. Burada gerçekten nehir sörfü yapılıyor. Yapmasanız da izlemesi bile keyifli. Kleinhesseloher gölü kıyısında Zum Aumeister,Beer Garden Seehaus,Beer Garden Hirschau isimli restoran ve bira bahçeleri de yine dinlenmek ve yemek yemek için aklınızda olsun.

Bu arada parkın çim biçme masrafını azaltmak amacıyla bazı koyun sürülerinin parkta zaman zamana gezdiğini öğrendik. Biz karşılaşmadık ama belki karşılaşabilirsiniz:)

Münih Gezi Rehberi

Münih Biraları

Münih’te biradan bol şey yok ama en önemli bira markalarını şöyle sıralayabiliriz. Augustiner Bräu, Hofbräu, Hacker-Pschorr’da, Lowenbrau, Paulaner ve Spaten. Lowenbrau daha önce ülkemizde de satılıyordu. Hala bazı markalar Metro Marketlere geliyor. Temelde 4 farklı çeşit Münih birası var diyebiliriz. Açık renkli olanlar Helles) bildiğimiz bira, koyu renkli olanlar yani benim en sevdiklerim (Dunkles) bira, buğday birası (Weiss) ve koyu renkli buğday birası (Dunkles Weiss). English Garten’e gitmeden marketten almanızı öneririm.

Münih Pazarları

Pazar gezmeyi çok seviyorum gittiğim şehirlerde. Münih de bunun için tam bir cenetti. Marienplatz meydanının bi arkasında kurulan yazları biergarten(bira bahçesi) ‘ne de dönüşen Viktualienmartk hem gezmesi, hem yemesi içmesi keyifli bir pazar. 100’den fazla renkli tezgahı ile Münih’in en büyük pazarı burası. Bavera sosisleri, farklı yörelerin ve ülkelerin peynirleri, soslar, daha önce denememiş olabileceğiniz meyveler, salamuralar, zeytinyağları, şaraplar ve daha ne ararsanız var. Biz de buradan aldığımız kuru mezeleri döndüğümüzde bolca makarnalara sos yaptık.

Ayrıca Münih’te Wienerplatz‘da Viktualienmartk kadar büyük olmasa da bir pazar daha var. Bit pazarı seviyorsanız benim gibi hadi yine iyisiniz. Bolca bulabileceğiniz bazı bit pazarı adresleri şöyle. Olympiapark Flohmarkt, Flea market Munich Daglfing,Nachtflohmarkt, Kinderflohmarkt . Açılış günlerini kontrol etmenizde fayda var.

Ayrıca Auer Dult ismiyle Mariahilf Kilisesi’nin bulunduğu meydana mayıs, ağustos ve ekim aylarında yılda 3 kez panayır gibi bir pazar kuruluyor.Bu pazar Münih’in en eski pazarlarından biriymiş. 300 standlık bu pazarda eski kitaplardan otantik giysilere, kozmetikten yeme-içmeye kadar pek çok şey var.

Nymphenburg Sarayı

Nymphenburg Sarayı için ben vakit bulamadım ama sizin vaktiniz olursa lütfen listenize alın. Daha önce de söylediğim gibi Münih gez gez bitmeyecek büyük ve zengin bir şehir. 17 numaralı tramvay ile ulaşabileceğiniz bu saray, Wittelsbach Hanedanı’nın yazlık sarayıymış. 1662 ilk temelleri atılan sarayda en çok tavsiye edilen kısım ise Güzel Kadınlar Galerisi. Münih’in en güzel kadınlarının portrelerini yaptıran I. Ludwig’in koleksiyonunu ben de merak ettim doğrusu. Girişi aylara göre 8.50 ile 11.50 Euro arasında değişiyor. Bahçesindeki kanalda gondollarla da gezebiliyorsunuz.

Leopoldstrasse

Münih’te yürümekten çok keyif aldığım bir cadde oldu Leopoldstrasse. Rönesans mimarisiyle dolu bu geniş caddenin 36. numarasında Amerikalı sanatçı Jonathan Borofsky imzalı Walking Man‘i de görüyorsunuz. 1995 yılında yapılmış bu heykel 17 metre ve ilk gördüğünüzde oldukça şaşırtıcı duruyor. Fotoğraf karesine sığdırabilmek için şekilden şekle girmek de cabası. Cadde boyu Alman, İtalyan ve Amerikan mutfağı ile öne çıkan restoranlar var. Caddenin sonunda ise Zafer Kapısı Siegestor karşılıyor sizi. Bavyera heykeli ile taçlandırılmış üç kemerli bir zafer takı Ludwig Maximilian Üniversitesi ve Ohmstraße arasında kalıyor. Üniversitenin bir kısmını da hayranlıkla dolaştım bu arada. Vakit varsa bakılabilir.

Bira Bahçeleri

Münih’te bira bahçeleri gerçekten adının hakkını verir nitelikte. Marienplatz’taki Viktualienmarkt pazarının içinde yer alan bira bahçesi pazardan alacağınız atıştırmalıklar ile biranızı yudumlayabileceğiniz bir beergarten.

Augustiner Keller ise biralarından ziyade atmosferi ile sizi büyüleyecek. 1812 açılmış olan Augustiner Keller şehrin ilk bira evi kabul ediliyor. Elbette burada Augustiner-Bräu birası içiyorsunuz. Biz yanına Bavyera sosisi ve patatesli bir yemek de söylemiştik.

Bir diğer dev bira evimiz ise Hitler’in büyük konuşmalarına ev sahipliği yapmış, Mozart’ın müdavimi olduğu Hofbräuhaus ya da kısaca HB. Burası Münih’in hatta Almanya’nın en ünlü bira evi. Bu dev binada 1500’lerden beri bira üretiliyormuş. Bira evi olmasının tarihi ise 1828. 2.Dünya Savaşı döneminde bombalarla dayanamayan HB‘den geriye küçük bir aş yığını kalmış.Yine de hiç hasar almayan pek çok bira bardağı da kalabilmiş ve şu an burada sergileniyor. 1958 tekrar birebir mimarisine sadık kalınarak tekrar inşa edilmiş ve HB eski ihtişamına yakışır bir şekilde tekrar açılmış. 27 Eylül 1989 tarihinde Hofbräuhaus 400. yaşını kutlamış.

Münih Gezi Rehberi

Yani Münih’e gelince buraya gelmek AYIP sayılabilir. İçeri girer girmez önce büyüklüğüne, duvarlardaki detaylara hayran kaldık. Bahçesi de var ama müzik olacağı için biz içeride kalmayı tercih ettik. Geleneksel müzikler eşiğinde Dunkel ve Weissbier biralar ile başlayan gecemize bretzeler eşlik etti.

Sonrasında bir Wiener Schinitzel ve geleneksel bir Bavyera yemeği olan Zum Durnbrau yedik. Kalabalık masalara oturmaktan çekinmeyin ve biralarınızı ”Prost” diyerek tokuşturmayı da unutmayın.

Münih Gezi Rehberi

Çıkışta hızımızı alamayıp 1417’lerde bira üretmeye başlayan ve aynı zamanda gurme yemekleri ile meşhur olan Altes Hackerhaus‘a geldik. Münih’in tarihi fotoğrafları ve Hacker bira fabrikasının tarihi ile kaplı duvarlarına karşı neredeyse tüm Hacker-Pschorr biralarını deneyebilirsiniz. Diğer 2 bira evine göre oldukça sakin olduğunu belirteyim.

Bir diğer bira evimiz de English Garden içinde yer alan Chinesischer Turm. Marienplatz’a 15 dakikalık yürüme mesafesinde yer alan bu bira evi Münih’in açık havası en güzel bira evlerinden biri bence. Dev bir yeşilliğin ortasındaki Chiesischer Turm’da hafta sonu brunch’da oluyor.

Münih’te bira evi meselesi bitmez. Ben denemedim ama ek olarak size Münih havalanındaki Airbräu, futbol maçları izleyebileceğiniz Löwenbräukeller, lokallerin favorisi Paulaner am Nockherberg, caz grupların canlı performanslarını dinleyebildiğiniz Park Café‘yi de önerebilirim. Prost.

Münih’te Alışveriş- Münih’ten Ne Alınır?

Münih çok şık bir kent diye başlamıştık yazıya. Eğer siz de bir Münihli kadar şık olmak istiyorsanız kendinizi şehrin en şık ve lüks tasarım butiklerinin olduğu Maximilianstrasse civarında bulmalısınız. Tasarım ürünler seven gençler için önerimse Glockenbachviertel bölgesi. Hem alışveriş yapabilir hem de stil sahibi kafelerde instagram postları yakalayabilirsiniz. Vintage ürün meraklıları da kendini bi koşu Eduard Meier mağazasına atsın. Eğer Noel döneminde Münih’e gidiyorsanız Christmast Marketleri es geçmeyin. Münih’ten çikolata, bira bardağı, hardal, Bavyera şapkası ve porselen alabilirsiniz. Çünkü bunlar Münih’in en meşhurları.

Münih Gezi Rehberi

Octoberfest

Octoberfest, her yıl eylül ayının son haftası ile ekim ayının başında da başlıyor ve yaklaşık 15 gün kadar sürüyor. Her yıl ortalama 6 milyon kişinin katıldığı Octoberfest’te rengarenk çadırlarda sosisler, biralar, patateslere ve konserlere doyuyorsunuz. Münih menşeli 6 bira firması Octoberfest’e özel alkol oranı en az %6 olan özel biralar üretiyor. “Wiesn” olarak da adlandırılan bu festivalin çıkış tarihi ise oldukça ilginç. Octoberfest aslında Bavyera Prensi ile Saksonya Prensesi’nin evlilik yıldönümü kutmaması olarak ortaya çıkmış. 1810 yılında halka açık bir parti ile kutlanan bu evlilik 1819 yılında yerini özel üretim biralarla kutlanan bir festivale bırakmış. Bir sefer de Octoberfest döneminde Münih’i keşfetmek istiyorum…

 

Sen De Bir Şeyler Yaz!

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz