İtalyanlar Garda Gölü'ne Lago di Garda diyorlar. 370 km2'lik Garda Gölü İtalya'nın en büyük gölü. Sirmione de bu gölün kıyısındaki en güzel yerleşim yerlerinden biri. Genellikle Verona'a civarına gelmişseniz buraya uğramanız daha kolay. Sirmione en ucunda Roma villasının kalıntılarının da bulunduğu bir eski bir Roma kasabası. Çok küçük ve doğal bir kasaba olmasına rağmen, fazlasıyla lüks araç görebilirsiniz burada.Zengin İtalyanlar emekli olunca buraya yerleşiyormuş. Son dönemlerde Sirmione'de düğün ve balayı konseptleri çok ilgi çekiyormuş. Sirmione gezilecek yerler hakkında görüp, beğendiklerimi yazayım sitedim.
Gelelim Sirmione kasabasının tarihine… Yüzyıllar boyunca Verona’yı yönetmiş olan Scaligero ailesine ait burası. Önceleri yazlık şeklinde kullandıkları bu kasaba, sonrasında savunma için tercih edilmiş. 13. yüzyılda kasabayı çevreleyen meşhur Scaligero Kalesi inşa edilmiş. Eski Sirmione'ye giriş bu kaleden yapılıyor. Tabii artık kapılar hep açık. Üç yanı denizle çevrili olan kalenin, korunacak tek yeri olarak kapısı kalmış. Onu da asma bir köprüyle tamamlamışlar.
Sirmione'de ne yapılır?
Öncelikle kalenin etrafını gezebilirsiniz. Çok güzel fotoğraflar veriyor burası. Garda Gölü etrafını motorlar ile gezebilirsiniz. Hava iyiyse yüzebilirsiniz de… Keyifli bi çok başka kasaba var göl çevresinde. Onları da ziyaret etme şansı bulabilirsiniz. Kale girişinin solundaki meydanda yaz aylarında genelde düğün oluyormuş. Bence düğün ve balayı seçimleri için oldukça şirin bir kasaba. Tercih listenize almanızda fayda var. Sirmione'nin de dondurmaları şahane demek istemiyorum. Zira İtalya’da her köşenin dondurması zaten çok lezzetli:) Tabi Sirmione’nin yüz ölçümüne bakarsak metrekareye 10 dondurmacı düşüyor diyebiliriz. 🙂
Garda Gölü efsanesi
Garda Gölü ile ilgili şöyle bir fikir var; İtalyan bilim adamları Garda Gölü kıyısındaki küçük Limone Sul Garda kasabasında bir grup insanın hiç kalp krizi geçirmediğini belirlemiş ve bunun nedenlerini araştırmaya başlamışlar. Bu insanların kalp krizi ile hiç karşılaşmamalarının sebebi 200 yıl öncesine kadar giden bir genetik mutasyondan kaynaklandığını, kasabalıların atalarından Giovanni Pomaroli’den (1780 Limone Sul Garda doğumlu )başlayan bu mutasyon sonucu, burada yaşayan insanların bünyesi bir protein salgılıyor ve bu protein, kalp damarlarındaki yağı sürekli olarak temizliyor. 80′ lerden beri söylence olarak bilinen bu durum, kasabalıların en büyük ihraç maddesinin kan bağışı olmasına neden olmuş. Doktorlar muayene ettikleri kasabalıların 44 tanesinin bu gen mutasyonunu taşıdığını belirlemiş. Bilimadamları, bugünlerde ApoA1 Milano adlı proteini sentetik ilaç olarak geliştirmeye çalışıyormuş.
İşte uzak doğulu çiftimiz düğün için Sirmione’yi tercih etmiş.
Sirmione'de ne yenir?
Çok gezince acıktık elbette…Burada çok keyifli pizzacıların dışında butik balık restoranları da var. Akşamı burada geçirecekler için göl manzarasında enfes bir keyif sizi bekliyor. Bizi tercihimiz pizzadan yana oldu. Ristorante Ai Cigni’nin pizzaları çok lezzetliydi. Kalın hamurlu ama -artık içine sevgilerini de katıyorlarsa demek- inanılmaz lezzetli. İtalyanlar hamur yemeyi seviyor ve yüzlerinden o sevimli mutluluk akıyor. Hamurun mutlu ettiğine dair bir kanıt daha buluyoruz böylece:) Dondurmayı illa ki yiyeceksiniz de asıl Sirmione'nin de Verona gibi meyveleri pek lezzetli. Bu bölge meyve tarımı ile övünüyor. Alkışları da hak ediyorlar. Tatmadan geçmeyin derim.
Minik ama aslında kocaman detaylar
Mini mini dükkanlardan güzel antika eşyalar ve kuklalar satın alabilirsiniz. Cidden el emeği kuklaları oldukça başarılıydı. İtalya’nın bir simgesi olan Limonçella’ ları çok sık göreceksiniz burada da… Devasa büyüklükte ve farklı şekillerdeki şişeleriyle çantanıza girecekler eminim. Sirmione evleri tek tek inceleyip, hayran kalacağınız evlerden. Hani '' şurada bir evim olsa asla ölemem'' diyeceğiniz şekilde. Artık önlerinde fotoğraf mı çektirirsiniz, yoksa evlerin dışını saran bitki örtüsüne hayran mı kalırsınız o size kalmış. Kendisi gibi küçük bir de kilisesi var. Ave Maria… Bu isimde dünyanın bir çok yerinde başka kiliseler de var. Burgazada’daki kiliseden sonra gördüğüm en sevimli kilise diyebilirim.
Şimdi size Sirmione’de yapabileceğiniz 10 keyifli şeyi sıralayacağım;
1- Scaliger Kalesini gezin, hatta kulesine çıkın ve panoramik Sirmione ve Garda Gölü manzarasına şahit olun.
2- Uygun mevsimdeyseniz mutlaka arkeolojik kalıntıların yakınındaki Jamaica Beach’te yüzün. Burada yemek yiyebileceğiniz kafe ve restoranlar da var. Kristal suyu nedeniyle çok ziyaretçisi olabilir. Ama dilerseniz diğer plajları olan Priest, Lido delle Bionderiest, Brema Plajı, "Punta Grò , "Santa Maria di Lugana ‘ya da gidebilirsiniz.
3- Eski şehir bölgesini gezebilirsiniz. Scaliger kalesi civarında nefes kesen fotoğraflar çekebilir, Eksi Roma kalıntılarını görebilirsiniz.
4- Maria Callas Parkı da doğaseverlerin kaçırmaması gereken bir park.
5- Çok çılgınca dondurma dükkânı var burada. Özellikle Vittoria Emanuele Sokağı karşılıklı dondurmacılarla dolu. Her birinde birer top deneyebilirsiniz.
6- Rüzgar sörfü, yelken gibi su sporları için çok uygun bir yer Sirmione. Özellikle oteller bu konuda güzel hizmetler veriyor.
7- Ava Maria Kilisesi gördüğüm en minik kiliselerden. 12-16. Yüzyıllardan kalma freskler görebilirsiniz.
8- Kaplıca seviyorsanız tam yerindesiniz. Terme Catullo isimli dünyaca ünlü tarihi kaplıca Old Town bölgesine çok yakın.
9- Carducci Meydanı’nda garda gölü manzaralı İtalyan mutfağını tadabileceğiniz keyifli restoranlar var. Michelin yıldızlı Risorgimento ve La Rucola ilk tavsiyem olmakla birlikte, romantik ve güzel manzaralı bir yemek için Via Dante'deki Antica Trattoria La Speranzina’yı da tavsiye ederim. Daha uygun fiyatlı leziz bir yemek keyfi için ise Il Piatto Pronto ideal olabilir.
10- Garda gölü kıyısında pek çok güzel kasaba var. Dilerseniz tekne turları ile Lazise, Bordolino, Tremosine gibi göl kıyısındaki kasabaları gezebilirsiniz.
